

Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve ummetihi...
İnşae ALLAHurrahmân…
Bir şeyden bahsediyordunuz.
Salavat yapacağız ama sizin sohbetinizden sormak istediğiniz bir şey var mı Barbaros?
Barbaros:
Biat meselesini konuşuyorduk hocam.
Bugün Asiye’yle konuştum da bana dedi ki: “Ben Mekke’de, Aleviyye tarikatına biat ettim. Onun virdleri var, O virdleri çekiyorum” dedi.
“Bazen de, Morocco daki zâviyede çok saygı duyduğum başka bir şeyh var.
O şeyhin de bazı virdleri var onları da bazen çekiyorum.
Bir dağın tepesine bir sürü yol tırmanmakta, aynı zirveye, o yolların içerisinde bakıyorum, değişik çiçekler görüyorum, vahşi, değişik değişik, yabancı çiçekler çıkmış, hoşuma gidiyor, câzib geliyor bazen.
Bana diyorlar ki, senin biat etmiş olduğun tarikatın, o kişinin verdiklerini çekmen lazım, diğerlerini bırakman lazım diyorlar. Bu benim yapmış olduğum şey yanlış mı?” dedi.
Onu soruyordu.
O sırada siz de yoktunuz internet üzerinden soramadım size.
Benim anladığım biat hususunda, biat kişiye değil de “Resullullah Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize edilir” diye benim anladığım, bizim anlayış sistemimiz içerisinde.
Diğer kişiler elektriği getirir diye benim bildiğim.
Yani, “kişi kendisinden fayda gördüğü zikirleri, sürekli virdleri çektiği müddetçe, yan taraftan başka hoşuna giden vird olursa çekmemeli mi ya da şeyhine danışarak mı çekmeli?” bunun üzerine konuşuyorduk hocam.
Evet o meşhur ağacın altındaki biat.
Bu konuyu konuşalım Barbaros.
Çünkü bu en çok istismar edilen, insanların kendilerini merak ettiği, insanların da istismar edildiği bir konu.
إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَى نَفْسِهِ وَمَنْ أَوْفَى بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللَّهَ فَسَيُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا

(Fetih 48/10)
لَقَدْ رَضِيَ اللَّهُ عَنِ الْمُؤْمِنِينَ إِذْ يُبَايِعُونَكَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ فَعَلِمَ مَا فِي قُلُوبِهِمْ فَأَنزَلَ السَّكِينَةَ عَلَيْهِمْ وَأَثَابَهُمْ فَتْحًا قَرِيبًا

(Fetih 48/18)
Şimdi mesele nedir?
Biz kimiz?
İnsan nedir?
İnsan, yani varlık olarak insan, kendini ne olarak görüyor?
Nelere ihtiyaç hissediyor?
Yemek yemeye neden ihtiyaç hissediyor?
Neden inanmaya ihtiyaç hissediyor?
Neden yemek yerken, akıl bakımından söylüyorum, zararlı bir şeyleri yememeye çok dikkat ediyor.
Ateş yemiyor meselâ.
İnançta da dikkat etmesi gerekiyor.
Şimdi senin, benim, bizim yolumuz, elin parmağı kadarız ama, bizim yolumuz var.
Damarlarımız gibi, aklımız, fikrimiz, vicdanımız, kalbimiz gibi bir yolumuz var.
Bize ait yani, biz bunu tercih ediyoruz.
Bu yolda, iki değişemez mesned; Kur'ân-ı Kerim ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemdir.
Ne şeyhi, ne müridi, ne mürşidi, ne de bir şahıs hududu geçemez, geçerse doğru değildir.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemden değildir.
Biat Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem e mahsustur.
Uyulması bu denli önemlidir.
MuhaMMedî İlim, Edeb, İrfan ve Erkan bilen Ârif Kâmil İnsanlar asla insanları “biat et bana!” diyerek mecburen bağlamaz ve daima Biatın Merkezi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize yönlendirir köprü olur hasbî Hizmette İnşâallah.
Bizim ayak bastığımız yer, vücudumuzu üzerine oturttuğumuz, fikir ayağımızın tabanı gibi bastığımız temel mesned,Kur'ân-ı Kerimdir.
Bizi taşıyan Kur’ân-ı Kerim ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ise, seni de dinleriz, onu da dinleriz, bunu da dinleriz, konuşuruz, yapacağımızı yaparız.
Ama biz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hizbullah Gönül Gemisinden inmeyiz.
İnersek neye bineriz, o ikinci alternatif; Hizbu’ş- şeytan alternatifi, Allah’ın karşısında olana, yasaklanana bineriz.
İnsan aklı kandırılmaya daha müsaiddir.
İnandırılmaya ise çok hizmet ister.
Kandırılmaya hizmet istemez, çok basitçe kandırılabilir.
Ama inandırmak için, kendinden inanacağı için onda olana inanacağı için oldukça zor.
Tıpkı bir çocuk yetiştirmek gibi uzun zaman ve dikkatli uğraşaksın.
Kandırmak istediğin çocuğun nesini kandıracaksın, herhangi bir şey dersin pat gider.
Onun için de ben diyorum, meselenin İnşae ALLAH özüne bakalım diye.
Şimdi, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemde olmayan bir şeyi kabul edersek büyük yanılgıya düşeriz.